YILDIRIMLI YOLLARLA

 

     Pazar gününün boşluk ve anlamsızlık dolu sıkıcılığından kurtulmak umudu ile odama çekilip masaüstü lambayı yaktım. Bilgisayarı açıp, içindeki metinleri tek tek gözden geçirmeye başladım. Ne zamandan beri yarım kalmış metinlerden birini açarak okumaya başladım... ve ilk birinci başlıktan moralimin etkilendiğini, ne zamansa moralime uygun olarak yazıp yarım bıraktığım cümlelerin, fikirlerin ardından bir yere, aşağılara doğru kaymaya başladığımı hissettim ...Yaz güneşinin insanı bunlatan sıcağı  ortadan kalktı ve ben pencerenin o tarafında gri-yağmurlu ruzigarların döndüğü, anlamını, nedenini unuttuğum gizli, yakıcı acıların beni inciterek halsizleğtirdiği farklı zaman nöbetine girdim ... Bu, bir ucu, herhangi, görünmez , belirsiz loş karenlik koridora benzeyen bir yerdi...

... İçim daraldı ... hücrelerimin, sebebi bana bilinmeyen anlaşılmaz tehlikeden korkan tek biriktiğini hissedip yazıdan çıkmamı önderdi, bilgisayarı kapattım bu  soğuk yalnızlıktan kurtulmak için ortamı terk ettim ...

 

Bu yüzde beni sevimli Abşeron yazının mahrem sıcağı - güneşin yakıcı şafaklarından, neredeyse erimek üzere olan evim, beni kaybetmiş gibi, şaşkınlık içinde yüzüme baka kocam ve çocuklarım bekliyordu ...